Başkan Erdoğan’ın beyanlarının önde gelen başlıkları:
İzmir’in eski halk şarkılarına bakarsanız, bunların çoğunun kahramanlık, Efer cesareti ve askerlerimizin fedakarlığı üzerine yazıldığını göreceksiniz. “Beni askerler yaptılar. Kıdemli Çavuş. Gurbet’in çöllerindeydim. Anneden, baba, zarftan haber yoktu. Uçuş kuşları, uçuş, Izmir’e doğru.”
Bu popüler şarkıların her birinin arkasında, anavatanın hizmetinde anne, baba ve yarısı olarak çalışan Izmir halkının arzusunu fısıldayan ayrı bir kahramanlık hikayesi var. Bu nedenle, Izmir Birinci Dünya Savaşı’nda işgal edildiğinde, tüm Türkiye yasa oldu. Bu meslekte, İstanbul’daki Rally Sultanahmet’e verilen Halide Oedip reklamının yeminindeki ittifakımız bugün kalplerimizde aynı heyecanla yaşıyor. Bu ittifakta ne diyordu? “Türkiye bağımsızlığa kadar korkmayacak. Tüberkülozdan hiçbirinden kaçmayacağız. Bayrağımıza, atalarımıza ihanet etmeyeceğiz.”
Gördüğünüz gibi, ulusumuz Izmir’in Türkiye’nin bağımsızlığından bağımsızlığını sürdürdü. Türk tarihinde, ataların bağımsızlığı ve mirası olan bir yekvücut olmanın sembolü olduğu için, ulusumuz o siyah günlerde bu kadar titiz bir şekilde bir Tedavik tedavisi aldı. Ayrıca, samimiyet iddia ettiğimiz gibi “Cakabey”, “Gazi”, “Mendes” gibi koruduk.
Tabii ki, İzmir’i korumak, bu şehre sevgi ile hizmet etmek. Bugün, şehrin yerel yönetimlerinin ve temsilcilerinin çoğunun İzmir’in kararlılığı ve cehaletinde olmadığını gördüğümüz için üzgünüz. Merhamet edersin. Mehmet Akif bir keresinde İstanbul için dedi: “Mahallemizde İstanbul’un kenarı yolların yüzemeyeceği anlamına gelir”. 110 yıl önce İstanbul için AKIF’in belirlenmesinin örneklerini, 2025’in neredeyse tüm İzmir alanlarında görmek mümkündür.
Hemen hemen tüm Ülk, Yollar, Yollar ve Deniz mahalleleri sefil. Tek görev, vatandaşa hizmet etmek ve şehri yaşanabilir hale getirmektir, maalesef her iş, hizmetten vatandaşa farklıdır. Yağmur Çolese Izmir’e su basıyor, umursamıyorlar. Rüzgar yaşanamaz hale geliyor. Havaya bakarlar ve ıslık çalırlar. Altyapı söylerseniz, bunun hakkında konuşabilmek hiç mevcut değildir. Bir kez medeniyetin sembolü bir kez, Hüclasaten tarihinin en karanlık ve en ihmal edilmiş ve sefil dönemini yaşıyor.
Sadece son on yılda olanlar, şehrin CHP’nin yerel ve siyasi yöneticileri tarafından nasıl garip bir sarmalda konulduğunu göstermek için yeterlidir. Haklarını isteyen işçileri dinlemek yerine onları dışarı atarlar. Izmir’in körfezine kötü koku ile yaklaşılamasa bile, saç hareket etmez. Körfezin temizlenmesinden sorumlu olan ana, bakanlık toplantısına katılmak için bile, ulusa saygısı nedeniyle bu soruna bir çözüm arıyor.
Ülkedeki en pahalı suyu Izmir halkına içiyorlar. İlçelerine hizmet etmeyi seçtiler, İstanbul’da politikacıları takip ediyorlar. Temel hizmetler de kesintiye uğrarlar, çünkü kötü yönetim nedeniyle maaşlarını ödeyemezler. Kentsel dönüşüm projelerinde sahtekarlığın arkasında, partisinin imajı ortaya çıkıyor. Şehirden yararlanmayan eski ve yeni başkanların kişisel mücadeleleri Ayyuka’dır. Suçlara hakaret etmek için yargılanan nasties’i alırlar ve onları protokolün içine koyarlar ve sonra özür diliyorlar.
Nerede tutarsanız tutun, Izmir’in bir fotoğrafı var. CHP lideri ayrıca Izmir’in temsilindeki sorunları itiraf etmek zorunda olan bu durumu anlamış olmalıdır. Görevlerini yerine getiremeyen idarelerin başarısızlıklarını Kemism maskesi, ilericilik kapsamı ve modernite çadırıyla gizlemeye çalıştıkları ayrı bir hastalıktır. Izmir her alanda sürekli uzanır. Ancak ilerleme maskesi altında taşıma düzenini korumak için yaşamla ilgilidir.
Bu kötü kurs İzmir’in kaderi değil. AK Partisi ve Cumhuriyet İttifakı gibi, bu fotoğrafı değiştirmek boynumuzun borcudur. Tabii ki, her şeyden önce, İzmir’deki vatandaşlarımızı siyasi tercihlerini ideolojik nedenlerle değil, bir iş ve odak hizmeti olarak yapmaya ikna etmeliyiz. Yıllar sonra, aynı işadamlarının sahiplerinin, Mendes’e karşı Mendes’e karşı savaşabilmek için “icat ettik”, Mendes’in tüm kalbi adadığı şehir olan denmir’i yakalayamadığı bir fanatizm.
Cumhuriyetimizin yasağı olan Gazi Mustafa Kemal, “En büyük işim cumhuriyettir” ve Cumhuriyet’in gelişmesine ve gelişmesine katkıda bulunmadı. Aksine, bunu affetmek için söylüyorum ve belediyelerde belediyelerde “şehrin uzlaşması” adı altında soygun sırasını meşrulaştırmaya çalışıyorum. Bazen seçimleri kazanmak ve bazen cepleri doldurmak için yıllarca Gazi Mustafa Kemal’ın mirasını yağmalamaktan yorulmazlar. Buna ek olarak, utanmadan, Besing olmadan, Türizsiz Türkiye çabalarımızla ceza ortaklığımızı bırakmak zorunda kalmadan. Muhalefet, muhalefetin alternatif vizyon ve programlar üretmekten sorumluluk olmaktan çıkardı ve onları Türkiye ve Türk ulusunun düşmanı olan değirmen için bir ulaşım aracı haline getirdi. Eski başkanlar bu şehrin milletvekilleri haline geldi. Yeni başkanlar onu muhtemelen Izmir’den görüyor.
Yani, size ve Izmir’in tüm insanlarına soruyorum: Topun Izmir için tırnakların ucu kadar avantajı var mıydı? Bu başkanlar şehrimizde aşağıdakileri kazandığı için üç veya beş unvanını sayabilecek biri var mı? HAYIR. Çünkü hiçbir şey yok. Belki herhangi bir işten ayrılmadılar, hizmet yok. Ama Izmir’den her geldiklerinde yedik, içtiler, parçalandılar. Gazi’nin güveni olan cumhuriyete en büyük hasar, bu mirası yedi mürettebata veriyor.
CHP’yi ve ona bu projenin istismar politikasından oy verenleri kurtarmak için İzmir’in kurtuluşu, ülkenin emektarın atalarının ataları ile bağımsızlığı demokrasimize verilecek en büyük hizmet olacak. Her sosyal sınıftan 85 milyon insanla sevgi, konuşma, çalışma ve hizmet politikamızı gösteren bir partiiz.
Şimdi, 22 yıl geride bıraktıkları iktidar cezalarımızın dönemlerinde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar, Cumhuriyet tarihinde 5 kat, 10 kat. Bununla birlikte, bir süre sonra, olasılıklarının doğasını nasıl elde ettiğini ve her zamanmiş gibi hissettiğini unutmaya meyillidir. Bu amaçla görevimiz, her vesileyle ülkemize getirdiğimiz işleri, ulusumuza sağladığımız hizmetleri ve ulusal bölgenin her yerinde yaptığımız yatırımları hatırlamaktır.
Bu bir gerçektir, son 22 yılda, bugünün verileriyle 1 trilyon 275 milyar lira halka açık bir yatırım yaptık. 16 milyar lira adalet, eğitimde 69 milyar lira, gençlik ve sporda 11 milyar lira, sosyal yardımda 145 milyar lira, 45 milyar stiletto sağlıklı, çevre ve şehircilikte 186 milyar lira, 245 milyar taşıma lirası, tarım ve ormancılık, Tarımsal hibeler, 121 milyar lira, endüstri ve teşviklerle teknoloji desteği dahil, 46 milyar lira, enerji, kamu ve özel, toplam 326 milyar lira, kültür ve turizm, iş ve sosyal güvenlik, birlikte veriyoruz. Teşviklerle, toplam 58 milyar lira uyguladı.
Ozmir’de 4 yeni devlet üniversitesi kurduk. İkisi stadyum olan toplam 115 spor tesisi inşa ettik. 47 hastane ve 4 bin 906 yataklı ek bina dahil 132 sağlık tesisi inşa ettik. Ozmir Şehri Hastanesi, 2060 yatak ile 1 yıl boyunca vatandaşlarımıza hizmet vermiştir. Önümüzdeki birkaç gün içinde Dikili’s State Hastanesi’ni önümüzdeki birkaç gün içinde 50 yatak ile sunacağız. Selçuk Eyalet Hastanamızı 50 yatak ve yıl sonuna kadar 70 birim ile sözlü ve diş sağlığı hastanesi deliği ile tamamlıyoruz. Buna ek olarak, yatırım programımızda 800 ID Tepecik Şehir Hastanesi’nizi aldık.
İzmir’de Toki üzerinden toplam 25 bin 164 konut projesi uyguladık. İzmir’deki 5 Ulusal Bahçeler projemizden birini bitirmek üzereyiz ve diğerleri üzerindeki çalışmalar çeşitli aşamalarda devam ediyor.
Karayollarında, 2002 yılında Izmir’e bölünmüş yol mesafesini 977 kilometrede artırdık. 55.5 kilometre uzunluğunda Izmir Yüzük Yolu’nu tamamladık ve Konak Tüneli’ni açtık ve şehir trafiğini yükselttik.
Ozmir-Eshanbul otoyolunu inşa ettik ve 3.5 saatte yaklaşık 8,5 saat süren yolculuğu azalttık. Menemen -Aliaga -Redarli otoyolunu açtık. 15 dakikada Sabuncibeli tüneli ve Ozmir-Manisa arasındaki taşıma süresini azalttık. Demiryollarındaki İzmir trafik sorununa kalıcı çözümler getirmek için IZBAN projesini oluşturduk. Ozban şu anda şehrin güneyinden Selçuk’a uzanan 136 kilometrelik bir rotada hizmet vermektedir. Umarım 2027’de yüksek hızlı ankara-émir tren hattımızı bitirmeyi hedefliyoruz.
Kemalpaşa Lojistik Merkezi ile lojistik ve sektör sektörünün dürtüsünü korumak için bu bölgeyi bir merkeze dönüştürdük. 2002 yılında, 2004 yılında yolcu trafiğini 11,5 milyonun üzerine çıkardık, Adnan Mendes havaalanımızı yeniledi ve yeteneğini artırdık.
Deniz yolunda Izmir-New Foca Marina’yı açtık. Özdere, Dikili, Çeşme -Şifne, Çeşmealti ve Şakran’da 5 yeni turizm limanı için bir çalışma projesi hazırlıyoruz.
Su ve sulama yatırımlarının son 22 yılında, 8 içme suyu sistemi, 52 sulama sistemi, 109 taşkın koruma sistemi, 10 gölet, baraj, yeraltı depolama sistemi gibi toplam 225 bitki inşa ettik. Tasarım merkezlerinde düzenlenen 4 yeni endüstriyel alan ve 25 sanayi alanı olan 5 Technopark, 101 Araştırma ve Geliştirme Merkezi kurduk. 2 bin 930 özel sektör projesi, 328 milyar lira yatırım verdiğimiz teşviklerle tamamlandı, 111 bin kişiye istihdam sağlandı. Şubat ayında, gelecek yıl Çeşme ve Karaburun’a doğal gaz tedarik etmeyi planlıyoruz.
Allah’ın desteği ve ulusumuzun desteğiyle, önümüzdeki yıllarda her alanda Izmir’e daha fazla çalışma ve hizmet sunacağız. Onlar hakkında Izmir’in kardeşimizle konuşmanızı istiyorum ve ideolojik konuşmalar yerine iş politikasına ve hizmete dönmenize izin vermenizi istiyorum. Başarılı olduğumuzda, AK parti bayrağını, Milletvekilinden belediye başkanlarına kadar tüm temsili pozisyonlarında kurtaracağımızdan şüphe etmiyorum. Bu nedenle, bu şehrin haksız algılarını, tartışmasız önyargıları ve tartışmasız önyargıları ortadan kaldıracağımıza inanıyorum. İzmir’e ve sana güveniyorum.
Ayrıntılar geliyor …